Yan komşunun TV gürültüsü, martı çığlıkları, uçak sesi, sersem bi’ sinek.. şimdi ezan okundu.. ama hepsini bastıran çenemde atan nabız sesi…
Bir ses daha var, çözemediğim;
ya bulutların hareketinden geliyor ya da serçelerin yaprakları hışırdatmasından…
…
Yük treni geçti ağır ağır… ne vakittir farkında değilmişim tren yolu ile aramızda bir apartman var.
…
Hannibal’da güvercin taklasından bahsediliyordu, şimdi hatırladım; derin taklacılar ve sığ taklacılar.
Hannibal demişti ki;
“Taklacı güvercinler iki tip olur, derin taklacılar ve sığ taklacılar. Derin takla atanlar yere çok yakın mesafeye kadar dalış yaparlar ve sığ takla atanlarla çiftleştiklerinde kendileri gibi derin taklacı yavruları olur.
Ama iki derin taklacı güvercin çiftleştiğinde, doğacak yavru yaşayamaz, çok derin takla atacağı için yere çakılarak ölür.
İşte Clarice, sen de derin taklacı bir güvercinin yavrususun. Umalım ki anne ve babanın ikisi de böyle olmasın.”
Yorumlar